GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
bu bir türkü: - toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! bu bir örgü: - alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim! ben de içtim toprak çanaklarda güneşi. ben de söyledim o türküyü! yüreğimiz topraktan aldı hızını; altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik! sıçradık; şimşekli rüzgâra bindik!. kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını. alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını! akın var güneşe akın! güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar! işte: şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yürekleri...