Posts

Showing posts from 2012

(Upuzun bir es, sonra iç çekiş) Böyle işte!

Havanın bozulmasını bekledim bunu yazmak için. Çünkü, güneşli havada nemli, bulutlu, puslu bir şeyler yazmak çok da olasılık dahilinde değil. Kuzeyli yazarlardan, Akdenizli yazarlardan örnekler vererek nasıl da can sıkıcı olabileceğimi biliyorum. Ama olmayacağım bugün. Yazıya başlarken niyetimin tam olarak ne olduğu da bilmiyorum açıkçası. Taksim'den bindiğim -beni neye,kime,niye götürdürdüğünü bilmediğim- 35c'de yolculuk yapma inadı var içimde. Fazlası değil. İngilizceden metin çevirip sunum yapan çocukların sürekli tekrarladığı bir şey vardır konuşmalara başlarken: Temelde. Son zamanlarda algımın takılıp da yerlere düşmesine sebep bir açıklamaya başlama kelimesi bu. Temelde sorunun ne olduğunu bulmaya çalışıyorum. Ömrümün kayda değer bir bölümünü varoluş soru/cevapları ile geçirmiş biri olarak çoğu zaman sizden biri olmadığımı biliyorum. Bu bir derecelendirme değil, hemen sinirlenmeyin güzel kızlar/genç erkekler/obezite elinde kıvranan egolar! Bir durun. 80'lerin en ağl...

(y)iha.net

Zaman zaman Sezar'lığım tutar, kendime Brütüs'ler seçerim sözü/gözü güzel olanlarınızdan.

Tel cambazının tel üstündeki durumu

Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama ağaçlar şöyleymiş Ama sokaklar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı Yan gelmişim diz boyu sulara Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle döğüşemem Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Ben tam dünyaya göre Ben tam kendime göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayız - Turgut Uyar -

İlk...bahar!

İlkbahar ile ilişkim hep mesafeli olmuştu. Nedenini bilmiyordum. Bugün anlamsızca yürürken sokaklarda, anladım. Kalabalıktı dışarısı. Çok kalabalık. Ve çok yavaş yürüyorlardı, güneşi iyice içebilmek için. Yüzlerine baktım bazılarınızın. İçinizde bir şeylerin "ilk" olacağına dair umut taşıyordunuz. Bu yüzden aheste yürüyor, gülümsüyordunuz. Bazılarınıza gülmek çok yakışıyor, haklısınız. Ama ben ilkbahar ile anlaşamıyorum sizin gibi. Çünkü, bir yere varacağımı sanıyorum daha hızlı yürürsem. Siz beni yavaşlatıyorsunuz. Aşk olsun...size...Ben sonbahar meftunuyum. Hatırlayın birkaç ay öncesini. Siz de o zaman yağmura yakalanmamak için koşuyordunuz. Yanından geçtiğiniz, su sıçrattığınız o ıslak adam bendim işte. Şimdi yürümeme engelsiniz. Ah siz yok musunuz siz! Yoksunuz!

Bakmıyor çeşm-i siyah feryade

Ağyâr ile sen geşt-ü güzâr eyle çemende. Gez gönlünce parklarda, bahçelerde. Uzaktan uzağa izleyen birini fark edersen aman bakışını ona çevirme. Senin medusalığın fazla gelir ona. Taş olur taş. Ne kadar bağırırsam bağırayım bakma sen yine de...

Bir Cinayetin Malzeme Listesi

Chopin melodileri, huzur vermeyen Yağmur damlaları, yüze değmeyen Soğumaya teşne, bayat çay Elde mürekkep lekeleri, psikolojik tahlile uzak -Allah'a yakın- Göz kapaklarından ağır bir vicdan Sterilize edilmiş birkaç can yakıcı kelime Ve ayna .... Ölenle ölünsün diye bu kez Aynı anda!

GBT

Pencerede asılı siren sesi. Kriminal müjdeler sırtlanmış Nursuz, mavi bir giysi Kovalıyor...Kovalıyor Yoldan geçeni. Şehrin koltuk altları soğuk şimdi. Şehir üşüyor insan, İnsan ölüyor şehir. Gölgesi mavi bir giysi.

Yokavara (Japon halk şiiri)

Yok saydığım sürece varsın. "Yok", saydığım "süreç"e varsın. Yok! Saydığım süreç: Varsın. Yoksa aydığım süreç; varsın.......olsun!

Kir

Tek bir izmariti söndürmeye çalışmak ne zordur Koca, temiz bir kültablasında. Ne sigara tam söner de öldürür kendini, Ne kül toplanmak bilir gün teyzeleri gibi Bir araya.

Daha ne diyeyim

"başkaları gitmiş olur, gidince; bir sen yakınsın, uzakta kalınca..."