Kafa
- Şu pikabın sesini kısar mısın? - 1930'lardan şahane bir blues parçasıdır bu. Kısılır mı hiç! - Kendimi duyamıyorum! Aradığımı bulamıyorum. Üstüne bej rengi, tay tüyü mont giymiş kadın oradan oraya koşturuyordu. İster istemez bir gülümseme yerleşmiş yüzüme onu izlerken, fark etmemişim. Bana dönerek yine bağırmaya başladı. - Neye gülüyorsun sen? Halime bak, terden sırsıklam oldum. Yardım edeceğine pişkince beni izliyorsun. - Yahu ne aradığını bilmiyorum. Nasıl yardım edeyim sana? Birden durdu. Kollarını göğüs hizasının biraz altında iki yana açarak derin bir nefes ardından konuşmasına devam etti. - Of! Burası çok kalabalık. Yeni şeyler mi tıkıştırdın buraya? Bir sürü süprüntüyle nasıl yaşıyorsun şaşıyorum sana. Yoksa sen de şu " ben pis değilim, düzensizim ama bu da benim düzenim"cilerden misin? - Bak bundan sonraki şarkıda sus bari! Neyse ne işte. Beş dakika uğradın, yıllardır buradaymış gibi davranmayı keser misin? Ne aradığını inan bilmiyorum. Aslında ilgil...