Posts

Showing posts from 2014

Kafa

- Şu pikabın sesini kısar mısın? - 1930'lardan şahane bir blues parçasıdır bu. Kısılır mı hiç! - Kendimi duyamıyorum! Aradığımı bulamıyorum. Üstüne bej rengi, tay tüyü mont giymiş kadın oradan oraya koşturuyordu. İster istemez bir gülümseme yerleşmiş yüzüme onu izlerken, fark etmemişim. Bana dönerek yine bağırmaya başladı. - Neye gülüyorsun sen? Halime bak, terden sırsıklam oldum. Yardım edeceğine pişkince beni izliyorsun. - Yahu ne aradığını bilmiyorum. Nasıl yardım edeyim sana? Birden durdu. Kollarını göğüs hizasının biraz altında iki yana açarak derin bir nefes ardından konuşmasına devam etti. - Of! Burası çok kalabalık. Yeni şeyler mi tıkıştırdın buraya? Bir sürü süprüntüyle nasıl yaşıyorsun şaşıyorum sana. Yoksa sen de şu " ben pis değilim, düzensizim ama bu da benim düzenim"cilerden misin? - Bak bundan sonraki şarkıda sus bari! Neyse ne işte. Beş dakika uğradın, yıllardır buradaymış gibi davranmayı keser misin? Ne aradığını inan bilmiyorum. Aslında ilgil...

Ağzı bir garip kanayan adam

Ağzı bir garip kanayan adam. Ağzı İtalyanca kanayan adam. Ağzı İtalyanca bir garip kanayan adam. Rönesans ağlayan adam. Ağzı eski bir katedral gibi kokan Kan rengi adam. Rengi o an adam.

Ruh Dağılması Ve Parçaları Birleştirme Üzerine Güzellemeler

Durak...(dış mekan, hiç adam) Bekle...bekle...dur! Bekle... Nedir umduğun? Bekle. Beklerken kendine bir şey ekle. Kafiye, şahane. Devam et. Ne olur bozma bu ahengi. Devam et. Hep et...Sandılar değil mi? Yanıldılar değil mi? Hep en güzel sendin değil mi? Mi? Mi...mlendi gerçek. Saklan! San da açıktasın. Açsın. Belgeseli çekilecek kadar muhtaçsın ilgiye. Puantiyelerinden tanıdım seni.  Korkaksın, ışığın karşısında. Işığın... Karşısında... Kork-mayacak-sın oysa ki, Kesme işaretlerini yanlış yerlere koymaktan, Ve dahi yaşamaktan. Fonda ne çalıyor canım? Ne diyor bize müzisyen bu gece? Neymiş ruhumuzu bu bataklıktan kurtaracak hece? Başa döndük, hep döneriz. Biz -canım benim- neden hep böyleyiz? Biçimsel ahengi ararken manaya saplandık, Gerçeği rüyaya sardık, pek ucuza haplandık... Yok, yok...Bitmeli gece. Kafiyenin beni terk ettiği yer  Tam da burası bence...??? Hop! Kendisi hala burada. Gitmemiş bir yere. Bırak peşimi kaf...

Y Fazlası

Şiirde, yazında, herhangi bir şeyde anlamı güçlendirir mi gülünçlendirir mi y fazlası? Ne yapar? Ne eder...de...bizi kendine meftun eder;                                                       Heyyy!                                                                   Oyy!                                                                          Hayyy!                                             ...

Patlaması..öfke..

Devrik devrik patlıyor. Öfke kında durmuyor, öyle kin de büyütmüyor -içinde-. Pasif agresyon ne güzel. Kimse bir şey sormuyor. İçten içe yanıyor aman motor, kimse yağına bakmıyor. Yaşasın! Öldüm! Kahretsin! Yaşıyorum! Aslında geziyor, içiyor ve bazen bir kadına tahammül bile ediyorum. Dünya bana güzel, ahiret sana. Hadi biraz da sen öl, oralar nasıl anlat bana. Anlat ki çözülsün buzlar, arınsın iffeti donunda kızlar. Anlat ki...ses olsun diye anlat sen. Nasılsa dinlemeyeceğim iki üç cümle sonrasını. Hadi gel müzik dinleyelim biz. Biraz kendimize gelelim. Sonra gideriz; kendimize. Kendimiz biraz dağınık bugün. Yardımcı abla gelmedi, parayı az bulmuş, kocası kıskanıyormuş. Gelmedi işte. Dağınıklık için kusura bakma yani. Başka yerlere bak. Kendimizin her yanı toz toprak. Git sen iyisi mi. En iyisi bu mu yani? En iyisi sen misin şu gök kubbe altında? Hadi canım sen de! Öp beni, sonra doğur, arada sıç liseli şairim benim. Git git. *** Dur! Bekle! Gitme! *** En çok hangisini ...

Norma Jeane'in Günlüğü

Akıl; çok garip bir şey. Sahip olunca her şey güzel olacak sanıyorsun. Güzel olanın o olmadığını anladığında hafifçe bacaklarını ayırıyorsun algılarının. Sus Norma! Sus ve oynamaya devam et. Sorma Norma, ne olacak diye senden sonra. Kafiye olsun diye değil, sadece sorma.