DİLİNİN UCU
- Melih Cevdet Anday'ın Çürük şiirinden ilhamla-
Dilinin ucu acıyor. Bir şeyler yakmış gibi. Yediği bir şeyler. İçtiği, içmeyi bıraktığı şeyler. Kalıyor sızısı. Hatırlatsın diye kaldığı yeri. Adamın içi acıyor, diliyle ahenkli. Adam içini açıyor, kapanan perdelere. Perdeden film sızıyor. Filmin bitişine denk geliyor. Uyku sızıyor perdenin öte yanından. Salya akıyor güzel bir dudaktan. Parke yıkanıyor ifrazatla. Kafasını uzatıyor adam. Adam yıkanıyor umutla. Gece pislik seviyor. Gece bu hissi sevmiyor. Adamı gece de itiyor. Yeni çıkarılmış çorap kokuyor el. Sigara kokuyor. Perdenin ardı yeni yıkanmış saç kokuyor. Karışıyor. Karıştırıyor. Dalgalı saçlarla yastık yapıyor. Düz saçlarla pike. Kadın seviyor adam. Belirtiyor bunu. Kimse inanmıyor sanıyor. İnanıyor. Tanrılara. Birtakım insanlara. Büyüyor inancı, boyu aynı kalıyor. İnancı içinde şişiyor. Patlıyor inançsızca. Saçılıyor saçların arasına. İlk bulduğu saçların. Rüzgarı bekliyor ayrılmak için. Saatini bekliyor uyumak için. Kadınları bekliyor, gideceği yere varmak için. Eski filmlerde yeni sözler arıyor. Buluyor. Eski filmlerin onun için yeni olduğunu anlıyor. Anlayabiliyor.
Uyuyor uyanıyor. Hala anlıyor. Gülüyor insanlar. Bunu da anlıyor. Anlar bütünü oluşturuyor mu, soruyor. Cevaplar kısa mesajla cep telefonuna geliyor. İnsanlar kısa mesajla cep telefonundan gidiyor. Kadınlar söylemiyor. Erkekler dinlemiyor. Anlaşılmazlığı anlıyor. İnsanlar somurtuyor, adam gülüyor. Denk gelmiyor. Gece oluyor. Denk geliyor, gündüz koşturuyor. Gündüz terliyor. Gündüz çabalıyor. Kahve suyu kaynıyor. Can suyu kaynıyor. İçi dağınık bir mutfak, lavabosu sık tıkanıyor. Kendine bakıyor. Her sabah yıkanıyor. Aklanıyor, kir göstermek için. Görünür olmak istiyor. Bağırmadan. Dilinin ucu acıyor. Konuşmak istemiyor. Kelimesiz, cümlesiz görünür olmak istiyor. İhtirası bu. Varlığı ağırlığı olsun istiyor. Ne çok şey istiyor! Bırakıyor kollarını iki yana, bedenini koltuğa. Uzanıyor. Uzatıyor ayaklarını, düşüncelerini. Sündürüyor. Sağlıksızlaştırıyor. Ahlakını düşürüyor yere. İç çamaşırından çıkan kadın bir sigara uzatıyor. Uzatmaları oynuyor ikisi de. Farklı disiplinlerde spor müsabakalarında. Uyuyorlar sırayla. Kıçları birbirine dönük. Müzik çalmaya devam ediyor. Müzik hiç susmuyor. Gecenin rahatsız enstrümanlarını susturuyor.
Saat bire geliyor. Birdenbire geliyor. Yazı devam etmek istiyor. Adam yazdığını seviyor. Sevdiği yazdığına adıyor. Yazdığı sevdiği adam oluyor. Dünya elbette dönüyor. Şehir kötülükleri özenle saklıyor. Büyük paralar batırmış işçiler asgari ücretle ekmeğini kovalıyor. Büyük tanıdıkları olanlar tanınmayanların üstünde tepiniyor. Sosyal mesajlar eline yakışmıyor. Tırnaklarına bulaşmış, kurumuş ayakkabı boyası gibi, geçmiyor. Sosyal şeyleri sevmiyor. Elini görmemek için sarıyor. Diğeriyle saçını tarıyor. Manayı manasızca arıyor. Dağılıyor. Kinetik kum gibi toparlanıyor gün ışığında. Toparlayıcı şeylere şükrediyor. Kükrüyor gücüne giden gölgelerin adına. Gölgelerden kaçıyor. Gün ışığı tepesinden bakıyor. Ellerini açıyor, ellerini kapıyor. Güneşe selam veriyor. Namaste!
Dilinin ucu acıyor. Bir şeyler yakmış gibi. Yediği bir şeyler. İçtiği, içmeyi bıraktığı şeyler. Kalıyor sızısı. Hatırlatsın diye kaldığı yeri. Adamın içi acıyor, diliyle ahenkli. Adam içini açıyor, kapanan perdelere. Perdeden film sızıyor. Filmin bitişine denk geliyor. Uyku sızıyor perdenin öte yanından. Salya akıyor güzel bir dudaktan. Parke yıkanıyor ifrazatla. Kafasını uzatıyor adam. Adam yıkanıyor umutla. Gece pislik seviyor. Gece bu hissi sevmiyor. Adamı gece de itiyor. Yeni çıkarılmış çorap kokuyor el. Sigara kokuyor. Perdenin ardı yeni yıkanmış saç kokuyor. Karışıyor. Karıştırıyor. Dalgalı saçlarla yastık yapıyor. Düz saçlarla pike. Kadın seviyor adam. Belirtiyor bunu. Kimse inanmıyor sanıyor. İnanıyor. Tanrılara. Birtakım insanlara. Büyüyor inancı, boyu aynı kalıyor. İnancı içinde şişiyor. Patlıyor inançsızca. Saçılıyor saçların arasına. İlk bulduğu saçların. Rüzgarı bekliyor ayrılmak için. Saatini bekliyor uyumak için. Kadınları bekliyor, gideceği yere varmak için. Eski filmlerde yeni sözler arıyor. Buluyor. Eski filmlerin onun için yeni olduğunu anlıyor. Anlayabiliyor.
Uyuyor uyanıyor. Hala anlıyor. Gülüyor insanlar. Bunu da anlıyor. Anlar bütünü oluşturuyor mu, soruyor. Cevaplar kısa mesajla cep telefonuna geliyor. İnsanlar kısa mesajla cep telefonundan gidiyor. Kadınlar söylemiyor. Erkekler dinlemiyor. Anlaşılmazlığı anlıyor. İnsanlar somurtuyor, adam gülüyor. Denk gelmiyor. Gece oluyor. Denk geliyor, gündüz koşturuyor. Gündüz terliyor. Gündüz çabalıyor. Kahve suyu kaynıyor. Can suyu kaynıyor. İçi dağınık bir mutfak, lavabosu sık tıkanıyor. Kendine bakıyor. Her sabah yıkanıyor. Aklanıyor, kir göstermek için. Görünür olmak istiyor. Bağırmadan. Dilinin ucu acıyor. Konuşmak istemiyor. Kelimesiz, cümlesiz görünür olmak istiyor. İhtirası bu. Varlığı ağırlığı olsun istiyor. Ne çok şey istiyor! Bırakıyor kollarını iki yana, bedenini koltuğa. Uzanıyor. Uzatıyor ayaklarını, düşüncelerini. Sündürüyor. Sağlıksızlaştırıyor. Ahlakını düşürüyor yere. İç çamaşırından çıkan kadın bir sigara uzatıyor. Uzatmaları oynuyor ikisi de. Farklı disiplinlerde spor müsabakalarında. Uyuyorlar sırayla. Kıçları birbirine dönük. Müzik çalmaya devam ediyor. Müzik hiç susmuyor. Gecenin rahatsız enstrümanlarını susturuyor.
Saat bire geliyor. Birdenbire geliyor. Yazı devam etmek istiyor. Adam yazdığını seviyor. Sevdiği yazdığına adıyor. Yazdığı sevdiği adam oluyor. Dünya elbette dönüyor. Şehir kötülükleri özenle saklıyor. Büyük paralar batırmış işçiler asgari ücretle ekmeğini kovalıyor. Büyük tanıdıkları olanlar tanınmayanların üstünde tepiniyor. Sosyal mesajlar eline yakışmıyor. Tırnaklarına bulaşmış, kurumuş ayakkabı boyası gibi, geçmiyor. Sosyal şeyleri sevmiyor. Elini görmemek için sarıyor. Diğeriyle saçını tarıyor. Manayı manasızca arıyor. Dağılıyor. Kinetik kum gibi toparlanıyor gün ışığında. Toparlayıcı şeylere şükrediyor. Kükrüyor gücüne giden gölgelerin adına. Gölgelerden kaçıyor. Gün ışığı tepesinden bakıyor. Ellerini açıyor, ellerini kapıyor. Güneşe selam veriyor. Namaste!
Comments