- Gerçek bir "feyk"amber'e -
uzun zaman önceydi..86 ya da 87 yazıydı sanırım..çocuktum, sayılarla işim olamayacak kadar hem de..hemen çaprazında kanalizasyon akan sokağın başında durmuş gözümle gece karanlığını delmeye çalışıyordum, iki kadeşimle birlikte..annem gece vardiyasına gitmiş, bizi birbirimize emanet etmişti..ama babam gelecekti..hem de yeni aldığı mavi renkli station wagon ford'uyla..arabaya dair bildiğim iki şeyden biriydi mavi olması..ki gece karanlığında ışıksız sokakta gerekli yardımı yapamayacak özelliğiydi bu..diğeri yuvarlak farlara sahip olmasıydı..kardeşlerimle beraber yolu gözlemeye koyulduk, bir dakika bile gözümüzü ayırmadan..her gelen yuvarlak farlı arabada umutlarımız güçleniyordu, gelip geçene kadar önümüzden..
selamsız bandosu gibi evimizin reis-i cumhurunu bekliyorduk sanki..her gelip geçen araba umutlarımızı da götürüyordu..ona ihtiyacımız vardı ve o hala gelmemişti..merak korkuya, korku çaresizliğe dönmüştü..hangimiz diğerine değse sicim gibi yaşlar dökülecekti gözümüzden..yine de büyük olanımız dirayetliydi..kendi gözyaşlarını akıtıp içine cesaret vermeye çabalıyordu bize..biraz da bu sayede umudu hep yeşerttim içimde..inancımı sağlam tuttum..sonra iki yuvarlak far bize doğru yaklaştı..ilk heyecan yoktu, hayal kırıklığı büyük olmasın diye bu kez..ama durdu araba, tam önümüzde..arabadan o pelerinsiz, kocaman elli kahraman indi.. o günden sonra, ne zaman beklesem bilirdim ki gelecek her beklenen..ta ki bugüne kadar..ezberim bozuldu..her beklenen gelmiyormuş meğer..tüm araba farları dikdörtgen olmuş..
Comments